31 Ekim 2009 Cumartesi

MUM ISITICILI MASA SERVİSİMİZ..


Aslında kendimi düşünyorumda çeyiz al dediklerinde çok komik gelirdi ne işim olur yaa der geçiştirirdim.
Ama şuanda kendimi durduramıyorum çok garip bir duygu sanırım "yuvayı dişi kuş yapar" içgüdüsü aldıkça alasım geliyor...
Aslında güzel yemek yaptığımı söylerler bende çok seviyorum yemek yapmayı heralde cok sevdiğim için yemeklerimde güzel oluyor..
Geçenlerde HİSAR dan - bu markanın ürünlerini seviyorum her ne kadar müşteri ilişkileri zayıf olsa da- yaptığım güzel yemeklerin masada sıcacık durması için

 
Çok severek aldım ikisinide biraz pahalılar bana göre tanesi ortalama 250 TL cıvarında ama elınıze aldığınızda verdiğiniz paraya acımayacaksınız...
Annem sağolsun aklıma bunları o soktu çok da iyi oldu 
Bunların yanınada bana aynı serinin çatalbıçak takımını aldırdı süper oldular ..
 Çok sevdim.. 

28 Ekim 2009 Çarşamba

BENİM EVİM!!!

    Yüksek tavanı, uzun pencereleri eskitilmiş kırık beyaz bir yer zemini.... AAhhhh Ahhh
    Gözümü kapattığımda aklıma bunlar gelir evim deyince.
Annem zaten evime kimseyi çağırmama konusunda ısrarlı herkesi arkamısdan konuşcak çünkü
"Gitmişler bit pazarına ordan bütün evi düzmüşler"  Vaahh vaahh ne yazık..
Şşiitt dur bakalım dimi ama!!
   Ben seviyorum bir eşyanın ruhunun olmasını inanıyorum belkide..O masanın üstünde kaç kişi yemek yedi o sandalyede kimler oturdu değil benimki ..
    Hani ağaçlarda yaşamışlığını gösterir çizgiler.. Benim içinde eşyanin üstündeki çizikler aynı..
    Ben annemin gençliğinde giydiği kıyafetleri, taktığı takılarıda çok seviyorum, Onun heyacanı yaşıyorum, onun acılarını paylaşıyorum sanki, onunla mutlu oluyorum..-Bu arada seni çok seviyorum canım annem benim-
Nese fren yapıyım burda ben yoksa sonu yok..
      Ben eski püskü boyası akmış eşyalarımla mutluyum bana dokunmayın, arkamdan konuşmayın, beni sevin, beni kızdırmayın (NOKTA!!)

26 Ekim 2009 Pazartesi

   Bugün mailimi açtığımda üniversiteden kardeşim herşeyim neşe'm bana bu şiiri yollamış,
Sabah sabah duygulandırdı beni, hüzünlendirdi...
Ben sevmiyorum beni hüzünlendiren durumları, ama bu şiiri ve neşoş'm  seviyorum.


YALNIZLIK..

Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
Ne tuhaf, vaktim olmazdı
yalnızlığı bunca bilirken
kendimi hiç yalnız sanmazdım
çevremde hep birileri vardı,
ben hep birilerinin yanındaydım
günler belirsiz bir gelecek için neredeyse kendiliğinden hazırlanırdı
aramızda habersiz gidip gelen gündelik armağanlarla
kendi kendini taşıyan bir ırmağın akıntısında hayat
bizi kendi sahillerimize ulaştırırdı
bazı evlerden taşınırdık, bazı insanlar girip çıkardı hayatımıza
bazı mektuplar alırdık, bazı sözler, çiçek selamları
sonraları bazı tanıdıklarımızın ölümleriyle de karşılaştık
elde olmayan nedenle
sudaki halkalar gibi genişleyen
küçük alınganlıklardan büyük dargınlıklara
vazgeçişler, unutuşlar, kayıplar
birbirimizi çok sevdik hep
yıllarla azala azala


İSTANBUL'DA...

                                İstanbul'da özellikle taksimde konaklamak istemek başarmanın yarısı olmuyor malesef:)
Ya çok çok önceden rezervasyon yaptırmalısınız -ki buda herzaman yapılabilen birşey olmuyor- yada son dakika yer bulamama sorunundan dolayı fahiş fiyatlara boyun eğmek zorunda kalıorsunuz..
Ben genelde erken rezervasyon yapmayı tercih edenlerdenim..
çaresiz kaldığım bi tatil girişimimde yetişti imdatıma "izaz guest house" 
4 katlı ve 4 odalı küçük bir misafir evi her katta bir oda konumlanmıi..İç dizaynı başarılı.. en üst katında ise bir mutfak ve teras bizler için dekore edilmiş..
En güzel yemeklerinizden birini en üst kattaki mutfakta-alet erdevatları koloçan etmiştim,ihtiyacınız olabilecek herşey mevcut- hazırlayabilir ve içkinizle beraber terasta beyoğlu manzarasına karşı yemeğinizi yiyebilirsiniz..
bende tuttum burayı diyorsanız burdan mercek altına alabilirsiniz..

Güzel bir tatil geçirmeniz dileğiyle..